Mittwoch, 30. Januar 2013

„Aynalardı yolumu kesen sayın doçentim…“




Buralarda zor rastlanan güneşli bir sonbahar gününde renkli yaprakların arasında dolaşırken, birden bir kız gördüm uzakta. Bana doğru geliyordu, yürüyüşü telaşlı, kaşları çatık, bakışları bulanıktı. Elinde okumaya çalıştığı bir kitap vardı, birkaç kitabı daha koltuğunun altına sıkıştırmış, çantası omzundan düşdü düşecekti. 


Önce güldüm bu garip haline. Insanların luzumsuz hızzına yetişmeye çalışan, fakat içindeki ağırlık yüzünden birtürlü ayak uyduramayan bu beceriksize gülmemek elde değildi. 
Adım adım ilerledi…o yaklaştıkca ben kuşkulandım…mahçup hissetdim kendimi birden. 
Aramızda bir adımlık mesafe kalınca durakladık. 
Yere diktik gözlerimizi. Ikimizde. Düşme korkusuna kapılmış gibiydik.
Cesaretimi topladıkdan sonra gözlerimi kaldırıp yüzüne baktım. Acıdım içinde fırtınalar saklayan bu yabancıya. 
Dudak büküp gülümsemeye çalıştım. 
Karşılık vermedi. Yutkundum. 
„Jeder sieht, was Du scheinst. Nur wenige fühlen, wie Du bist“* dedim. 
Yapraklara bakıyordu. Gözleri doldu. 
„Machiavelli demiş…“ diye fısıldadım. 
Yardım etmek istemiştim. Edememiştim. Ama on ikiden vurmuştum. 
Basmıştım tuzu yaraya.
Dikkatlice elimi kaldırdım. Elini kaldırdı. Gözlerimi gözlerine diktim. Kaçırmadı. 
Elimi usulca kalbine koydum, 
hafiften kırıktı… 
Çaresizce kafamı salladım, suçlu suçlu omuzlarını kaldırdı. Bakışlarımız bulandı, kaçırmadık… dudaklarımızı sıkıca yumduk. Bu gibi anlarda söylenecek kelimeler daha üretilmemişti, bunu biliyorduk. Yalana aralamadık dudaklarımızı, tuttuğunu koparacaktı o! 
Bütün gücümüzle sustuk. 
Ve aslında ikimizde aynı çığlığı yolladık içimizdeki yalnızlığa... 

Tuhaftır… kısa bir zaman sonra dünya tekrar dönmeye başladı… ciğerlerimiz nefes almaya, ayaklarımız yürümeye alışdı…netleşen bakışlarımızı tekrar yere eğdik ve yavaşca birbirimize sırtımızı döndük,
uzun bir süre sırt sırta aynı huzuru soluduk…

Sonra,
derse yetişmek üzere yoluma devam ettiğimde, benliğimi yine bende buldum. Etrafıma bakınarak tanıdık mekanın güvenini içime çektim, buruk da olsa bir tebessüm gayreti peşine düşerek, kendime çeki düzen vermem gerektiğini düşündüm.
Oysa… kendimi dışardan göründüğüm kadar dağınık hissetmemiştim…

~birgecevaktiydi~

*Herkes senin nasıl göründüğünü bilir ama çok az insan nasıl olduğunu hisseder. (Niccolo Machiavelli)


dinleyelim